Burcu Özdemir – -
  • ANASAYFA
  • BURCU HAKKINDA
ANASAYFA
BURCU HAKKINDA
  • ANASAYFA
  • BURCU HAKKINDA
Burcu Özdemir – -

Arşivlerden – BABAM için 21072022

78 sene yaşa, 50+ sene mesleğini icra et, bir sürü insanın & şirketin hayatına dokunup fark yarat, bir başka boyuta intikal ettiğinin 52. gününde senden ‘hatıra’ diye ancak 1 karton kutuya sığ
– çok zalimsin hayat …

babam

January 19, 2023
Written by: Burcu Özdemir

Arşivlerden – BABAM için 09072022

babam

“exitus”
her nefesin önemli olduğu yaşamın artık devam etmediğini bildiren bir kelime
dolu dolu hayatları tarif etmeyen sıradan, sığ bir tarif
hikayeleri fazlaca basite indirgeyen acımasız bir gerçek
babamın 34 sayfalık raporunun sonundaki tek söz
– dokundu bana
ölenlerin devam edenlerin yaşamlarından olağanüstü hızlı çıkarılmaları gibi
sanki döngünün pek acelesi varmış gibi
koştur koştur ‘bir yokmuş’ versiyona taşınması gibi – acıttı
hep derim biz şanslı azınlığız; çocuk olarak, birey olarak, yetişkin olarak, aile olarak, dost olarak
çok biriktirdik, çok paylaştık, çok yakındık, hep kalabalıktık
bu gibi bayram sabahları öyle bir hengame içinde başlar öyle tatlı bir yorgunluk içinde tamamlanırdı ki, kurulu sofraları, sürekli yapılacak yeni işlerin telaşını, bayram harçlıkları ile alınabileceklerin hesabını, eğlenmeyi, araç bagajlarında oturabilmenin ayrıcalığını, koşulsuz sevgileri, hesapsızlığı, zaman içinde kaybedilenlerin ne kadar büyük olduğunu
– ancak büyüdükçe anladık
ve bugün içinde fiziken olmadığın ilk bayramın 1. gününde, aramızda bedenen olmadığın 40. yirmi dört saatin içindeyiz
bu sabah seni sessizlik içinde ziyaret ettik 4 kişi, yolda hiçbirimiz konuşmadık
torunun hepimiz adına ‘merhaba dede’ dedi
diğeri her duyduğumda sadece seni düşündüğüm o şarkıyı incecik sesiyle kısık kısık söyledi
seni görmeye gittiğimizi söylediğimizde aldığımız kadar çiçeği ‘bu da babaya benden olsun’ diye kollarımızı dolduran çiçekçinin güllerini içimizden ‘iyi bayramlar’ diyerek bıraktık toprağına
“bizim gibi şanslı çocukların ‘yas’ı kutlamaya çevirmesi gerek” demişti, babası seninle aynı gün aramızdan ayrılan çok sevdiğim bir arkadaşım
– çok haklı
madem biz iyi olan versiyonun ne olduğunu biliyoruz; madem yaşarken yaşamanın ve yaşatmanın nasıl hissettirdiğini anlatabiliriz
o zaman anılarla, anmalarla, bazen ağlamalarla, kahkahalarla, en çok da şükürle, ruhumuza, aklımıza, düşüncelerimize, hayallerimize yerleşmiş, sırlarımıza, henüz yaşamadıklarımıza yol gösterecek olanlarla yeniden doğmak gerek yol göstermek için yolu takip etmek, karanlığı aydınlık tutmak gerek
– tam isteyeceğin gibi
verilmiş vakti iyi kullanabilmiş olmanın huzuru içinde,
özleminin her hücreme yayıldığının farkındalığında,
aklımda ve kalbimde nefesim yettiği sürece seni canlı tutacağımın bilincinde,
bayramın kutlu olsun
eşsiz ışığın her daim üzerimizde, içten gülümsemen gözümüzün önünde olsun Babo’m ❤️
hani sadece başına gelince tam anladıkların var ya, henüz anlamayanlara, anlamasına rağmen bir sebeple duranlara, durmak zorunda olanlara da diyeceğim var;
hazır halen ne kadar olduğu belli olmayan vakit varken, biriktirin, sevdiğiniz ne varsa hemen koşun yanına, koşabildiğinizce, sarılın, çok ama ve defalarca, yatın kucağına, tutun elini, hep ‘o son gün’müş gibi, sonrası yokmuş gibi; mecburiyetlere, sorumluluklara, rutinlere, imkansızlıklara, ertelemelere, geçiştirmelere, korkmalara, seçmek isteyip de seçememelere, yüklere, yorgunluklara rağmen, kaçırmayın, bayramları, kutlamaları, kavgaları, hatta anlaşmamaları – kaçmayın
sonrası hep ayaz çünkü…
BRC’46
İstanbul, 09.07.2022
January 19, 2023
Written by: Burcu Özdemir

Arşivlerden – BABAM için 19062022

babam

kutlamalar
dönümler
dönemeçler
devamlar
yürümeler
hatta koşmalar
bir anda kalmalar
kaldığın yerden devamlar
–ZOR–
sağlam sinir sistemi lazım –çok ama-ÇOK–
‘rahmetli’ kelimesinin ağzımdan henüz hiç çık-a-madığı ilk -Babasız Babalar Günü- bugün
yaşamın ilk 40’ı gibi değil ama, yalnızlığın ilk dördünü gibi…
durmayan döngü içinde sensiz 21. gün…
çarpışmalarda, kırılmalarda, savaşlarda, kaybetmelerde yıkılmamak için süper güç ya soğukkanlılık ve uzun sessizlikler
bazen öyle bir noktaya geliyor(muş) ki, buz bile eriyor, sen kalıyorsun
öyle ama; tam olması gibi, tam olduğu yerde, tam hizada
hissetmeyi kaybettiğin yerde bulursan
daha tam açık değil algılamam
daha ağlamayı kesemediğim olmadı, hatta sanki sadece içimden ağlıyorum
daha şişelerde kaybolmadım
torunlarının hatırına galiba, duruyorum
ne zamana kısmet, bakalım, bekliyorum…
tek hissedebildiğim –sen gittin ve ben çok yalnız kaldım–
sevmezdim pek ama doya doya öpemediğim için çok kızgınım
sarılamadığım için yastayım
son yolculuğuna eşlik edenlerin maske ve plastik eldiven olmasına arızayım
ilahi adalet anlayışım bir kez daha çok derinden sarsıldığı için bozuğum
öfkem burnumdayken kalbimi bulamadığım için kayıplardayım
her zamanki kadar geçimsiz, halen bildiğin huysuzluklardayım
henüz avunamıyorum
kurda kuşa yem olmayız bilirsin, şükür ki sayende, donanımlıyız
ama bu büyük ‘veda’yı kabul etmedik, içselleştirmedik, henüz uyanamadık
sen yoksun –ve pusulamı kaybetmemek için halen gücünü kullanıyorum–
sen gibi insanların, ‘baba gibi’, ‘dağ gibi’ babaların, sormadan sarılanların, anlaşmadan sahiplenenlerin, sevdikleri için mücadelen vazgeçmeyenlerin, kaybolmamış vicdanların,
her an’ı kutlansın, unutulmasın, atlanmasın, es geçilmesin…
‘belki de huzur buldu’ cümlesi bana uyamadı, o yüzden de
YOKLUĞUNUN ALTINDA EZİLMEMEK İÇİN OLMADIĞIN TARAFA BAKMIYORUM…
Babalar Günün kutlu olsun, iyi ki bizim babamızsın, iyi ki vardın, iyi ki varsın, daha uzun lazımdın
Seni Seviyorum ❤️❤️❤️
BRC’46
İstanbul, 19 Haziran 2022
January 19, 2023
Written by: Burcu Özdemir

Arşivlerden – BABAM için 05062022

babam

‘yedisi’ oldu bile… bir yeni doğanın büyümesi, bir de gidenin sürati yaşanmadan hakikaten de anlaşılmıyor… dua esnasında ‘rıhtımda kalanlar’ dedi hoca, takıldım bu cümleye, gerçekten de 67 gün rıhtımda bekledik, rasyonelliğe rağmen bir mucize olur belki diye, şimdi de ‘kaldık’, olduğu gibi, olması gerektiği gibi…

– içimiz kıyamet, dışımız sebat…

BRC’46

İstanbul, 05 Haziran 2022

January 19, 2023
Written by: Burcu Özdemir

Arşivlerden – BABAM için 03062022

babam

BABAM ’ın yasını ancak onu yazarak tutabilirim.
Hislerimi kelimelere dökebilecek miyim, emin değilim, ama birbirine hiç benzemez o kadar insanı uğurlamak için bir araya getirebildiği bir benliği anlatmadan geçemeyeceğim.
Ertan Özdemir’in kızı olmayı anlatmadan önce, O’nu anlatmak lazım.
Dokunduğu her hayat, baktığı her göz onda muhtemelen farklı bir ışık yakalamıştır ama temel değerlerini atlamayayım: büyük bir vizyoner, nadir bir beyin, olağanüstü detaycı, her daim mükemmeliyetçi, samimi ama hep sınırlı, çok -ama çok- çalışkan, kendini her gün geliştiren, sürekli okuyan, değerlendiren, dillendiren, anlatan, öğreten, yönlendiren, bildiklerini paylaşmaktan çekinmeyen gerçek bir ışık işçisi.
Ertan Özdemir’in bize ‘baba’ olarak verilmesi ise büyük şans; hayatta çok az insana nasip olabilecek bir ayrıcalık.
Bilen bilir, biz ‘baba-kız’ olabilmeyi iyisi ile kötüsü ile yaşarken becerebilmiş nadir örneklerdeniz. Anlaşmanın da anlaşmamanın da hakkı verilmiş, mücadele içindeyken anlamaya çalışılmış, anlaşılamayan zamanları kabulle geçirmeyi öğrenmiş, her zaman tarifsiz büyüklükteki bir sevginin kazandığı platformda buluşabilmiş-ikiliyiz.
Ertan Özdemir’in kızı olmak, bir güç, bir duruş, bir tavır, bir akıl, bir etik, bir tercihtir.
Her daim güvende tutmanın ve kalmanın koşulsuz tarifidir. Her alandaki zeka oyunlarında ters köşede yakalanıp teslim olabilmenin, iknanın büyüsüdür. Farklı tecrübelerin yazarı olmaktır. İçtenliğin, samimiyetin, vefanın, dostluğun ustası olmaktır.
Mizaç ve ruh olarak kendimi en çok benzettiğim ve ayrıştırdığım çok özel bir insanın kızı olmak kolay değil; binlerce kez şükür ki hatıralarımız birikmiş.
Yalnızlık kelimesini hiç bilmemişim meğer, ilk defa sensizliğin tam ortasında kaldım.
Her ne kadar seni her gün içimde ve kalbimde yaşatacak olsam da, en saçma konuları gülerek veya ağlayarak anlatmak için aradığımda telefonunun bir daha açılmayacağını bilmek, en zor anlarda kollarının arasına sığınamayacak olmak, herhangi bir kötü günün sonunda çok net, hatta bazen sert, ‘sabah olsun çözeriz’ diyecek o tok sesi duyamayacak olmak, güçsüzlüklerimi çırılçıplak ve utanmadan teslim ettiğim tek insanın elimi tutmak için yanımda duramayacağını bilmek, her türlü abuk sabuk fikrimi makul karşılayan tek kişinin yanımda olamayacağını bilmek, durdurulamaz ve durulmaz bir kopyanın –alışmayacakları– geri kalan beni zaten ne korkutabilir, ne yıkabilir.
Belli etmesem de, canım yandı çok, derinden, yüreğimden yara aldım gidişinle, ilk defa yoruldum, boğazım düğüm, hatta inanmazsın, bu gece hüngür hüngür ağlıyorum, özlemin başlamadı bile…
Ateş gerçekten sadece düştüğü yeri cayır cayır yakıyormuş; yediverenlerle birlikte yastayız.
Daha önce de söylediğim gibi;
senin gibi babalar ölmez, yer değiştirir, şekil değiştirir, boyut değiştirir ama gitmez
senin gibi üstadlar kolay yetişmez, hikayelerin kulaklardan, anılardan, hafızalardan silinmez
öğrettiklerin bitmez, tecrübelerin yenilmez, yolundan dönülmez…
Evet parçalandık, evet kırıldık, evet gözlerimiz yaşlı, evet kaydın gittin ellerimizden, evet bir sabah uyandık sensizliğe, evet artık bir eksiğiz ama yokluğun öğrettiğin üzere yokluğumuz değil
– iyi ki vardın!
ama bu hikayeyi sen anlatmayaydın iyiydi koca çınar…
Geri kalanımı emanetlerine adıyorum; Annem, Beliz ve çocuklar ben de, sen hiç merak etme; etmeyeceğini biliyorum.
Adaletini sorgulamaktan imtina ettiğimiz bu dünyadan bir Ertan Özdemir de geçti, gitti.
Tekrar kavuşana dek kokun burnumda Babo’m.
Gittiğin yerde huzur içinde ol, fazlası ile hak ettin, Seni Seviyorum
BRC’46
İstanbul, 03 Haziran 2022
January 19, 2023
Written by: Burcu Özdemir

BURCU HAKKINDA

Araştıran Anneler Web Sayfası

Web Tasarım Ajanweb