aŞk bir mevsim olsaydı sizce hangisi olurdu?

bence sonbahar…

yağmurlara, yıldırımlara direnmiş, ayazlara karşı dikliğini kaybetmemiş, en canlı renklere, mis kokulu çiçeklere düşmeden devam etmiş, kavurucu sıcaklıklarda erimemiş, en ‘kendine özel’ mevsim değil mi sonbahar?

her duygudan, her havadan ‘bir-az’ taşıyabildiği için mi bu kadar özel geliyor bana?

yoksa bir sonbahar sabahı doğduğum için kayırıyor muyum, emin değilim…

 

emin olduğum, biz ruhu genç ve umut dolular için, hep var aŞk ❤️

O bizi bulmasa da bizim onu bulma niyetimizden hiç sapmadığımız,

O her yapmadığını yaptıran duygunun pesinden koşmaya devam edeceğimiz,

O bulduğumuzda çocuklarımızdan çocuk olacağımız,

O kendimizi koruyamadan aniden çözüldüğümüz, darmadağın olacağımız,

O susmalar içinde yüreğimizden bangır bangır bağırdığımız,

O ‘her şeyi’ bildiğimiz yaşlarda içimizin yeniden karışmasını durduramadığımız,

hissin her daim takipçisiyiz…

 

her şey aŞk değil mi zaten?

 

ey savaş meydanlardaki her kavgayı kazanmış o donamlı savaşçılar,

aŞk karşısında kendiniz çıplak, savunmasız, korkak, zayıf hissediyorsanız,

bilin ki, yalnız değilsiniz..

sesi hiç çıkmayanlar, duranlar, kaçanlar, gidenler, kalanlar, derdi olanlar,

hepsi biz’iz…

 

hiçbir şeyin tesadüf olmadığı bu çok uzun ve çok kısa perdede,

merkezde, dengede, denginde olmak için çok caba sarf ettiğimiz sahnelerde,

modası gelmiş geçmiş tüm eski kalıplar içinde,

her adımda şifalanma niyetiyle,

aŞk’ta ol, aŞk’ta kal…

geçmişine, gölgelerine, iç seslerine, izlerine, zihnine, alan korumana rağmen,

aŞk’ta ol, aŞk’ta kal ❤️

 

daha iyi versiyonlarımızla devam edebilmek için,

daha geç kalmamak için,

her şeyi kalpten sevebilmek için,

bize sen lazımsın ❤️

Leave a Comment